22 Haziran 2012 Cuma

Olmaz...

Adını duyduğum cümlelerde avuçlarım terliyor,
Adımlarım birbirine dolaşıyordu.
Gözlerinin güzelliğine asılıyordu aklım.
Sırf ellerinin kokusu saçlarıma sinsin diye yatıyordum dizlerine,
Sırf nefesi karışsın diye nefesime öpüyordum belki de..
Gidiyordu olur olmaz, durduk yere,
Sevmek, düpedüz sahiplenmekti yalnızlığı..
Beni anlamıyordunuz !

Sadece birbirinizin kasıklarındaki mükemmel ağrının sebebiyken tenleriniz,
Dilinizdekileri boşaltmakla, dilinize boşalması arasında sıkıştınız.
Adına AŞK dediniz.

"Şimdi aynalardan uzaklaşın, üzerinize bulaşan karanlığı farkedebilirsiniz"

İçinizi boşaltmakla, içinize boşalması arasındaki uçurumları, yok saydınız.

Ter içinde kaldığınız gecelerden fazlasını hatırlamazken,
Sevmek sandığınız teslimiyetler diyarında tensel yakınlaşmalarınızı kaybetmemek için yakındınız.

Oysa sevmek
Hıçkırarak uyanmaktı gece yarıları..
Her cümleye adıyla başlamak,
Her telefon sesinde kalp atışlarının titretişiydi..
Özlemekti sevmek
Gülüşünü !
Sesini..

İçiçe orgazm taklidi yapmak değil, içinde organlarının yerini değiştirecek bir fırtına kopmasıydı sevmek,
Yüzünü gördüğünde..

Anlayamadınız !

Susmayan bir çığlıktı sevmek..
Duymadınız !




1 yorum:

Adsız dedi ki...

Sert olmuş ama güzel olmuş ;)